Avustralyalı yazar Stefan Zweig’in, 81 yıl önce yazdığı Satranç kitabını bilirsiniz. Okumayanlar için birkaç anekdot yazmalıyım. Zweig’in ölümünden birkaç gün önce bitirdiği son kitabıdır. Satrançta, Dünya Satranç Şampiyonu Mirko, zengin iş insanı Canner ve Dr. B.’nin aynı gemide seyahat ederken oynadığı satranç anlatılır. Mirko, çiftlikte çalışan babası ve rahip satranç oynarken izleyerek, çocuk yaşta oyunu öğrenir. Aslında herkesin 3 saniyede anladığını, 3 saatte zar zor öğrenen bir çocuktu. Satrançla zekâsı gelişti. Dünya şampiyonu olunca kaba saba, açgözlü, ukala, zengin bir züppeye döndü. Mirko’yu, satrançta kimse yenemiyordu.
ÖĞRENME TECRİDİ
Hikâyede asıl trajedi, Dr. B.’nin gemideki satranç tahtasının başına geçmesiyle başladı. Dr. B. gerçekte, Nazilerin meydanlarda törenle kitaplarını yaktığı yazar Stefan Zweig’in otobiyografisidir. Hitler’in gizli polis teşkilatı Gestapo’nun, tutuklayıp hücreye çevrilen otel odasına hapsettiği Viyanalı bir avukattır. İnsanlarla konuşması, hücrede kağıt, kalem, kitap olması hatta düşünmesi bile yasaktı. Öğrenme açlığı çekiyordu. Tecrit odasındaki kapı çizgilerini bile ezberlemişti. Sorgu öncesi bekletildiği odada, asılı montun cebindeki satranç kitabını çalıp, oyunu ezberledi. Zihninde oynayıp, ölü noktaları keşfetti. Mirko’yu satrançta mat etti.
TARİKATLAR İSTEDİ
MEB de eğitim sistemiyle satranç oynar gibi oynayarak, Cumhuriyet’i mat etmeye kalkıştı. Okulların açılmasına 1 hafta kala ülkedeki tüm eğitimciler, piyon gibi oyun dışı bırakılarak, emrivakiyle seçmeli dersler değiştirilip, kaldırıldı. Öğrenciler, zorunlu din dersleri yanında artık seçmeli (!) din dersini de zorla seçecek. Tarikatçı Cübbeli Ahmet’in, “Satranç oynayan lanetlenmiştir. Oynayana bakan da domuz eti yemiştir” hastalıklı bakışı, MEB’in son kararıyla eğitim sistemine sirayet etti. Seçmeli dersler; Satranç, Bilgi Kuramı, Zeka Oyunları, okullardan tamamen kaldırıldı. Türkiye Satranç Federasyonu bu çağdışı karara “Gık” bile demeyerek, sustu. Akıl oyunu satranç dersini, ortaokul ve liselerden kaldıran aynı MEB, ilginç bir tezatla Anadolu liselerine seçmeli ‘Düşünme Eğitimi’ dersi koydu.
AYRICALIKLI SINIFLAŞMA
Anadolu liselerinde, Almanca’yı zorunlu ders olmaktan çıkaran aynı MEB, imam hatiplerde ikinci dil olarak Çince, Rusça, Japonca, Almanca dahil 9 lisan öğretiyor. Türkiye’de ‘Milli Eğitimi’, imam hatipleri ‘öz’ diğer okulları ‘üvey’ gören MEB böldü! Müfredata ‘Ahlak ve Yurttaşlık’ gibi 13 ders ekledi. AİHM’in “Zorunlu din dersi, kaldırılmalı” kararını, 9 yıldır uygulamayan AKP, eğitim müfredatına ‘Temel Hukuk Bilgisi’ dersi ekledi. Köy Enstitülerindeki ‘Yurttaşlık’ dersi ‘Ahlak ve Yurttaşlık’, ‘Ziraat’ dersi ‘Tarım ve Gıda Güvenliği’ olup, geri döndü. Adab-ı Muaşeret dersi, ilk kez müfredata girdi. MEB Aile Okulu’ndaki, Adab-ı Muaşeret ders kitabı referans alınırsa okullarda görgü kuralları; Kuran-ı Kerim, vahiy ve sünnet yani şeriata uygun öğretilecek.
ZİLE ÜÇ KEZ BASMA
Adab-ı Muaşeret dersinde surelerden örnekler var. Bakanlık, Lokman Suresi’ni, “Kibirlenme, küçümseme, büyüklenme, hor görme” diye geçiştirmiş. Suredeki, “Kibirlenerek, halka surat asma, yeryüzünde çalımlı çalımlı yürüme. Çünkü Allah kendini beğenmiş, övünmek için iyiliklerini sayıp döken, büyüklük taslayıp böbürlenip, şımaranları sevmez” ifadesi de derslerde eksiksiz öğretilsin. Derste artık, “Eve sağ ayakla, besmeleyle gir. Suyu iki üç solukta iç. Yemeği sağ elle ye. Zile 3 kez basma” da anlatılacak. Müfredat, durduk yere mi değişti? Hayır.
PERDEYİ ARALAYALIM
Son 5 yılda öğretmenlik sınavına giren adaylarda sayısal çoğunluk olarak ilk sırayı 245 bin 917 kişiyle din öğretmenleri, ikinci sırayı 207 bin 917 kişiyle İHL öğretmenleri aldı. Yani 453 bin 834 din kültürü, Arapça vb branşta öğretmen atama bekliyor. MEB, müfredat hamlesiyle her okulda din öğretmeni ihtiyacını 2 kat artırıp, en az 100 bin Din Kültürü ve İHL meslek öğretmeni açığı oluşturdu. Müfredattan kaldırdığı derslerle de 100 bin öğretmeni, ‘norm’ yani ihtiyaç fazlası yaptı. OECD 2023 Eğitime Güven Endeksi’ne göre Türk halkının yüzde 79’u eğitim sistemine güvenmiyor. Tarikatlarla el ele, oyun içinde oyun çeviren MEB’e, halk güvenmemekte haksız mı? Yazar Stefan Zweig, “Üç beş budala siyasetçinin yıktığını onarmak için on yıllar yetmez” sözü, siyaset ve tarikat güdümündeki Türk eğitim sisteminin özetidir!
DÜNYA
57 dakika önceGÜNCEL
1 saat önceGÜNCEL
1 saat önceDÜNYA
3 saat önceGÜNCEL
3 saat önceYAŞAM
3 saat önceGÜNCEL
6 saat önce