Yayınlanma: 27 Eylül 2023
CHP‘nin Genel Başkan adayı Özgür Özel, il kongrelerinde, televizyon ve gazetelerde, başkan seçilirse neler yapacağını şöyle anlatıyor:
“Biz bu baba evinin evlatlarıyız. Bir duygusal kopuş içinde olan seçmene umut vermek için aday oldum. Güç kaybettirecek, birbirlerine düştü dedirtecek üslupsuzlukla partinin kalitesinden kaybettirecek her tartışmadan uzak durmalıyız.” diyor.
Diyor ama, eleştirdiği üslupsuzluğu bizzat kendisi yapıyor.
İnsanları birbirine düşürecek, partiye kalite kaybettirecek sözlerden kaçınmıyor! “Atış serbest” diye sallayıp duruyor!
★★★
Özgür Özel bir televizyon programında CHP‘deki tüm olumsuzlukların suçunu –Kılıçdaroğlu‘na laf edemediği için- onun danışmanlarına attı…
Meğerse CHP‘yi danışmanlar perişan etmiş! Fahri çalışan, para-pul almadıkları gibi kendi ceplerinden masraf yapan danışmanlar koskoca partiyi nasıl çökertir?
Özgür beyefendi! Sen parti yönetimin en üst kademesindeydin. Seçim kaybında senin hiçbir suçun yok, sütten çıkmış ak kaşık gibisin de, yönetimde yetkisi olmayan, amatörce bir gönül bağıyla partiye faydalı olmaya çalışan danışmanlar mı suçlu?
Bir Genel Başkan adayı, her şeyden önce adil olmalı, haksızlıktan kaçınmalı, yıkıcı, yaralayıcı konuşmalar yapmamalı!
İsmail Küçükkaya‘nın programında hiç ayrım yapmadan, danışmanların tümünü ağır bir şekilde eleştirmen, liderliğe soyunan bir siyasetçiye yakışmadı!
Küçükten büyüğe (sen de dahil) hepiniz suçlusunuz!
Başkalarını hedef göstererek paçayı kurtarmaya çalışmak gibi bir kurnazlığı aklı başında hiç kimse yutmaz!
★★★
Suçlanan danışmanlardan biri olan, Genel Başkan’ın Sağlık Politikaları Danışmanı Coşkun Bel, Genel Başkan Adayı Özgür Özel’e bir mektup yazarak (özetle) şöyle dedi:
“İsmail Küçükkaya ile söyleşinizi, ağır bir ameliyat geçirmiş olan sevgili eşim Zeliha ile birlikte izledik. Keşke izlemez olaydık. Danışmanlar hakkında genelleme yaparak kullanmış olduğunuz yakışıksız sözlerle bizi yaraladınız. Ailece moralimiz bozuldu. Zaten sıkıntılı günler geçiriyorduk, daha da perişan olduk.
‘Bu nesiller arasında Cumhuriyetin yetiştirdiği evlatlar varken, kalpleri Atatürk ve CHP ile atıyorken, vasıfsız ve kerameti kendinden menkul danışmanlarla yol almayı kabul edemiyorum.’ dediniz.
Bizim kalbimiz Atatürk sevgisiyle atmıyor mu?
‘Vasıfsız’ ne demek?
‘Kerameti kendinden menkul’ ne demek?
Söylediğinizi kulaklarınız duyuyor mu?
Ne hakla böyle bir genelleme yaparak danışmanların tümünü aynı kefeye koyuyorsunuz?
Ben, Sayın Genel Başkan‘ın Sağlık Politikaları danışmanlığını 2 yıl alnımın akıyla yaptım. Geçtiğimiz haziran ayında diğer danışmanlarla birlikte görevimiz bitirildi.
Sizi, haddini aşan sözleriniz nedeniyle kınıyor, hakkımı helal etmiyorum.
Ayrıca kanserle mücadele eden eşim de hakkını helal etmiyor!”
TEBESSÜM
Karısını düşünen adam…
Otomobil köpeğe çarpmamak için yön değiştirince kenardaki hendeğe uçar. Oradan geçen güzel bir kadın olayı görünce arabasını durdurup, yola tırmanmaya çalışan adama telaşla sorar:
“Beyefendi, iyi misiniz?”
“Sanırım iyiyim” der adam…
Kadın “Hemen arabama binin” der “Sizi evime götürüp iyice kontrol edeyim…”
“Çok naziksiniz ama eşim bunu hoş karşılamaz, ona ayıp etmiş olurum.”
“Saçmalamayın. Ben doktor sayılırım. Bakalım görünmeyen bir hasar oluşmuş mu? Muayene edeyim…”
“Çok iyisiniz… Buna hayır diyemem…”
Sonunda beraberce kadının evine giderler. Kadın, adamı tepeden tırnağa muayenen eder. Birlikte birkaç kadeh içkiden sonra “Şimdi, kendimi çok iyi hissediyorum.” der adam “Ama karıma gerçekten ayıp oldu!”
“Aptal olma” der kadın “Biraz daha kal. Karın ne bilecek ki? Şu anda evde değil mi?”
“Hayır” der adam “Sanıyorum hâlâ düştüğümüz hendeğin içindedir!”
GÜNÜN SÖZÜ
İnsanlar kendilerine zayıf yönlerini gösterenleri sevmez!
News
