Çimsa ihracat odaklı lokal bir çimento üreticisinden, sürdürülebilirlik ve teknoloji odaklı küresel bir yapı malzemeleri şirketine dönüşüyor. ABD’deki mevcut yatırımlarını büyüten şirket 2021 yılında tamamlanan İspanya’daki Buñol satın alımı sonrası son olarak da Avrupa’nın en önemli yapı malzemeleri üreticilerinden İrlanda merkezli Mannok Holdings’i bünyesine kattı. Şirketin son yıllardaki inorganik büyüme adımlarındaki ana felsefe ise geleceğin sürdürülebilir teknolojilerine erişim oldu.
Çimsa’nın da içinde yer aldığı Malzeme Teknolojileri Grubu bugün Sabancı Holding’in net aktif değerinin yaklaşık yüzde 15’ini oluşturuyor. Bugün itibarıyla Çimsa ile birlikte Akçansa ve Kordsa’yı bünyesinde bulunduran Sabancı Holding Malzeme Teknolojileri Grubu’nun Başkanı Burak Orhun, Çimsa’nın Buñol tesislerinde yaptığı açıklamada yaşadıkları yapısal dönüşümü öyle açıkladı: “Sürdürülebilirlik dünyadaki dönüşümün ana motoru. Bugün dünyada, enerji dönüşümünü, mobilite dönüşümünü, malzeme dönüşümünü, dijital dönüşümü konuşuyoruz. Tüm bunlar, yeni dünyanın yeni iş kolları. Ve sürdürülebilirlik bunların tümünün kesişiminde. Ama tüm bu sürdürülebilirlik odaklı dönüşümlerin başarıya ulaşabilmesi için, konvansiyonel malzemeden ileri malzemeye geçmemiz şart. Bugün her şirket net sıfır hedeflerinden bahsediyor. Net sıfır hedeflerinin yakalanabilmesi, sadece ve sadece ileri malzeme devrimiyle mümkün.”
Burak Orhun, “Sabancı’nın sürdürülebilirliği bir yüksek amaç olarak gören Topluluk Vaadi, bu yaklaşımın çok net bir göstergesi. Bununla birlikte, geçtiğimiz dönemde gerçekleştirdiğimiz organizasyon değişikliğiyle Yapı Malzemeleri Grup Başkanlığımızın adını da Malzeme Teknolojileri Grup Başkanlığı olarak değiştirdik. Kordsa’nın da Gruba dahil olmasıyla, artık ileri malzeme konusunda çok daha odaklı ilerleyen, bu alanda oyun kuruculuğa soyunan bir yapıdayız. Bu yeni yapıda bir yandan üretilen malzemeye odaklanırken bir yandan da bu malzemelerin nasıl üretildiğini, yani aslında malzemenin üretilme teknolojilerini de yakından ele alıyoruz. Diğer yandan, yapı malzemelerinin dönüşümü, insanlığın gelişimiyle de doğrudan ilgilidir. Ve yapı malzemeleri alanında yapılacak devrimin etkisi, on yıllar boyunca etkisini hissettirir. Dolayısıyla biz aslında sadece önümüzdeki 3-5 yılın planlamasını yapmıyoruz. Hem malzeme hem de üretim teknolojilerindeki yıkıcı inovasyonlarla gelecek 50-100 yılın altyapısını hazırlıyoruz” dedi.
Bugün ileri malzeme pazarının dünyada 65 milyar dolarlık bir büyüklüğe ulaştığını söyleyen Burak Orhun şöyle devam etti: “Bu pazarın önümüzdeki 5 yıl içerisinde 100 milyar dolarlık bir büyüklüğe ulaşmasını öngörüyoruz. Malzeme Teknolojileri Grubu olarak bugün ciromuzun içerinde ileri malzemenin payı yaklaşık yüzde 10. Bunu 5 yılda yüzde 30-40’lara çıkarmayı istiyoruz. Bunu yapabilmek, portföyümüzü bu yönde dönüştürebilmek için satın almalar yapmamız gerekiyor. Bu satın almalar da büyük montanlı olacaktır. Bu satın almalar için öncelikli pazarlarımız Kıta Amerikası ve Avrupa. Bugün Malzeme Teknolojileri Grubu’nun Sabancı net aktif değeri içerisindeki payı yaklaşık yüzde 15 seviyesinde. Bu satın almaların yanı sıra şirketlerimizin atacağı diğer büyüme adımlarıyla birlikte, hedefimiz bu payı 5 yılda yüzde 20’lere çıkarmak.”
Grubun özellikle startup ekosisteminden de ciddi şekilde beslendiklerini sözlerine ekleyen Burak Orhun şunları söyledi: “Malzeme Teknolojileri Grubu olarak bugüne kadar 4 startup’a doğrudan yatırım yaptık. Fon üzerinden hikayesine dahil olduğumuz 13 startup’ımız daha var. Bu startup’lar hem birlikte çalışıyoruz hem de onları kendi ekosistemimize dahil etmeye çalışıyoruz. Örneğin maden atıklarından yalıtım malzemesi üzerine yoğunlaşan İsviçre merkezli bir startup yatırımımız var. Bunun üretimini Buñol fabrikamızın yanına kurma aşamasındayız. İspanya’da madenimiz var, çimento fabrikamız var. Burada maden atığı, mineral atığı çıkıyor. Biz bunu yalıtım malzemesi yapabiliriz. Buna kafa yoruyoruz şu anda.”
Toplantıda konuşan Çimsa CEO’su Umut Zenar ise şunları söyledi: “Çimsa bugün 6 kıtadaki 70’e yakın ülkeye, katma değerli yapı malzemeleri çözümleri sunan küresel bir marka. Beyaz çimentoda dünyanın en büyük ikinci üreticisiyiz. Ürün portföyümüzün griden yeşile geçmesinde bir köprü görevi gören kalsiyum alüminat çimentoda (CAC), Mersin’deki ilave yatırımımızın katkısıyla dünyanın en büyük üçüncü oyuncusu konumuna geldik. Hedefimiz burada ikinci sıraya yükselmek. ABD’de yaklaşık yüzde 20 pazar payımız var. İspanya’da ise pazar lideriyiz. 2023 yıl sonu itibarıyla toplam gelirlerimiz içerisinde döviz gelirlerinin payı yaklaşık yüzde 60 seviyesinde. Mannok satın almamızla birlikte, bu oranı yüzde 70’in üzerine taşımış olduk.”
Umut Zenar, sürdürülebilirlik kapsamda şirket bünyesinde alternatif yakıt kullanımını da sürekli olarak yukarı çektiklerinin altını çizdi. Alternatif yakıt alanında yaklaşık 20 yıllık bir tecrübeleri bulunduğunu, Türkiye’de bu konuda lisans sahibi olan ilk fabrikaların Sabancı Topluluğu fabrikaları olduğunu hatırlatan Umut Zenar, “Bugün Türkiye genelinde bu oran yüzde 12 seviyelerindedir. Çimsa olarak biz şu anda yüzde 30 seviyesine ulaştık. Şu anda yüzde 30 da bizlere yeterli gelmiyor. Bunu daha yukarılara çekebilmek için Ar-Ge tarafından muazzam bir efor ortaya koyuyoruz. Bu kapsamda, Buñol tesisimizde hayata geçirdiğimiz hidrojen teknolojisi yatırımlarıyla birlikte, sadece bu tesis özelinde alternatif yakıt kullanımını yüzde 50’nin üzerine taşıdık. Önümüzdeki dönemde bu teknolojiyi farklı tesislerimize de taşıyacağız. Bununla birlikte, özellikle emisyon yönetiminde en öncelikli konulardan biri klinker oranını düşürmek. 2020’de klinker kullanım oranımız yüzde 89 iken bunu 10 puanlık düşüşle yüzde 79’a indirdik. Burada hedefimiz bu oranı yüzde 75’e kadar düşürmek” dedi.
Alternatif yakıtın yanı sıra tüm Çimsa tesislerinde yenilenebilir enerji yatırımlarına da ağırlık verdiklerinin altını çizen Umut Zenar şunları söyledi: “Afyon tesisimizdeki güneş enerjisi santralı (GES) yatırımımızı 2023 yılında tamamlayarak devreye aldık. Aynı şekilde, geçtiğimiz aylarda Buñol fabrikamızda 4,2 milyon Euro yatırımla kurduğumuz GES’te enerji üretimimiz başladı. 11 bin adet güneş paneline sahip santralimiz, 14 futbol sahası büyüklüğünde ve 100 bin metrekarelik bir alanı kapsıyor. Şimdi sıra Eskişehir’de. Burada da çalışmalarımız devam ediyor. Çimsa genelinde, yenilenebilir enerji kaynaklarından elde edilen elektrik enerjisi kullanım oranımız 2023’te yüzde 54 olarak gerçekleşti. 2030 yılında bu oranı yüzde 80’in üzerine çıkarmayı hedefliyoruz. Bununla birlikte, Türkiye’de Afyon ve Eskişehir fabrikalarımızın, ihtiyaç duydukları elektriğin yüzde 100’ünün tesislere entegre şekilde üretileceği bir planlama yapıyoruz.”
Ayrıca sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmakta finansman konusunun da kilit bir öneme sahip olduğunu belirten Umut Zenar, “Bu yıl içerisinde Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) ile imzaladığımız 25 Milyon Euro tutarındaki kredi anlaşması bu yolculukta bizler için de büyük öneme sahip. Bu anlaşma ile EBRD, Türkiye’de ilk kez bir çimento şirketine finansman kaynağı sağlamış oldu. Bu aslında Çimsa vizyonunun da çok önemli bir göstergesi. Bu kredi, yalnızca güneş enerjisi ve atık ısı geri kazanım tesislerimize yapacağımız yatırımları desteklemekle kalmayacak, aynı zamanda operasyonel verimliliğimizi de artıracak” dedi.
SPOR
38 dakika önceSPOR
1 saat önceDÜNYA
5 saat önceSPOR
6 saat önceSPOR
6 saat önceSPOR
7 saat önceDÜNYA
8 saat önce