TBMM Genel Kurulu’nda Aile ve Sosyal Hizmetler ve Milli Eğitim Bakanlıklarının 2025 yılı bütçe görüşmeleri devam ediyor.
Bütçe görüşmelerinde konuşan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, evlenecek gençlerin desteklenmesine ilişkin, “Cumhurbaşkanımızın vizyonu ve sizlerin destekleriyle kurulan Aile ve Gençlik Fonu kapsamında Evlenecek Gençlerin Desteklenmesi Projemizi Kahramanmaraş depremlerinden etkilenen 5 ilimizde pilot olarak başlatmıştık. Doğurganlık oranları en düşük olan Zonguldak, Karabük ve Bartın ile Osmaniye’yi de dahil ederek proje alanını genişlettik. Proje kapsamında bugüne kadar 5 bin 350 çiftimize 802 milyon lira kredi ödemesi gerçekleştirerek, kurdukları yeni yuvalarına katkıda bulunduk. 12 bin 326 gencimize evlilik öncesi eğitim ve aile danışmanlığı hizmeti sunduk. Bu projemizi ülke geneline yaygınlaştırarak, daha fazla gencimizin faydalanmasını hedefliyoruz. Bakanlık olarak aileleri tüm bireyleriyle güçlendiren bir perspektifle düzenlediğimiz evlilik öncesi eğitim ve aile eğitim programlarımızla 6,7 milyon kişiye destek olduk” ifadelerini kullandı.
Bakan Göktaş, ‘çocuğun üstün yararı’ ilkesini esas aldıklarını belirterek, “Çocuklarımızı donanımlı, özgüveni yüksek, ahlaklı, erdemli ve topluma katkı sağlayan bireyler olarak yetiştirmek için tüm imkanlarımızı seferber ediyoruz. Onların her türlü riskten korunmasını, sağlıklı, güvenli ve sevgi dolu bir ortamda büyümelerini sağlamak en büyük önceliğimizdir. Bu kapsamda çocuklara yönelik koruyucu ve önleyici hizmetlerimizi daha da geliştiriyoruz. Kurum bakımında köklü bir dönüşüme imza attık. Koğuş tipi bakım modelinden ev tipi bakım modeline geçerek, çocuklarımıza aile şefkati hissettirecek bir yaşam alanı sunuyoruz. Bu yıl Ordu, Hatay ve Mersin’de üç yeni çocuk evleri sitesi ile Kayseri’de bir ihtisaslaşmış çocuk evleri sitesini açtık. Ülkemizin dört bir yanında bulunan bin 366 çocuk evi ve çocuk evleri sitelerinde 14 bin 561 çocuğumuza hizmet veriyoruz. Çocuklarımızın fiziksel ve zihinsel gelişimlerini desteklemek için sporu ve sanatı bir yaşam biçimi haline getirmeye önem veriyoruz. Bu kapsamda yaklaşık 2 bin 229 çocuğumuzu farklı sanat dallarıyla, 6 bin çocuğumuzu sporla tanıştırdık. Şu an 2 bin 134 çocuğumuz spor hayatını lisanslı olarak sürdürürken, 46 çocuğumuz milli sporcudur. Bu yıl 421 çocuğumuz üniversiteye yerleşti” şeklinde konuştu.
Bugün birçok ülkenin çocukların sosyal medya kullanımına yönelik yasal düzenlemeleri gündeme aldığını ve hayata geçirdiğini gördüklerini kaydeden Göktaş, “Avustralya, İspanya, Norveç, Fransa, ABD, Güney Kore bu ülkelerden sadece birkaçı. Biz de göreve geldiğimiz günden beri ülkemize özgü bir model geliştirmek için yoğun çalışmalar yürütüyoruz. Aileleri, çocuklarımızı ve uzmanları dinlediğimiz çalıştaylar düzenledik. Eğitimciler, psikologlar, çocuk gelişimciler, dijital platform temsilcileri ile görüşmeler gerçekleştirdik. Fiziksel ve zihinsel gelişimlerini de göz önünde bulundurarak, 16 yaşından küçük çocuklarımız için sosyal medya ve dijital oyun platformlarını düzenleyen bir mevzuat hazırlığı içerisindeyiz” dedi.
Kadınlarla ilgili çalışmalara değinen Göktaş, “Yürüttüğümüz çalışmalarla bugün kadınların iş gücüne katılım oranını yüzde 37,8’e, kadın istihdam oranını yüzde 33,2’ye yükselttik. 12. Kalkınma Planımızla 2028 yılı sonuna kadar kadının iş gücüne katılma oranını yüzde 40,1’e, istihdam oranını ise yüzde 36,2’ye yükseltmeyi hedefliyoruz. Bu kapsamda temiz teknoloji alanında çalışan girişimci kadınların projelerini TÜBİTAK iş birliğiyle ödüllendiriyor ve bu alanda büyümelerine katkı sunuyoruz. Kadın kooperatiflerini güçlendirmek için yürüttüğümüz eğitim programlarımızla 45 binin üzerinde kadına ulaştık. Bugüne kadar bin 207 kadın kooperatifinin kurulmasına destek olduk. Özel sektörle iş birlikleri geliştirerek, ürünlerinin daha nitelikli bir stratejiyle pazarlanmasına katkıda bulunuyoruz. Kadın girişimcilere yönelik sunduğumuz eğitim, danışmanlık, araştırma ve finansman desteklerini tek bir portalda bir araya getirdik. 81 ilimizde 760 bin kişiye ulaştığımız finansal okuryazarlık eğitimlerini yaygınlaştırmak için bu yıl SPK ile iş birliği başlattık. Teknoloji alanında kadınlara yönelik fırsatların artırılmasını toplumsal ilerlemenin de kapılarını araladığına inanıyoruz. Türkiye’nin Mühendis Kızları Projesi ile bin 200’ün üzerinde kız öğrenciye kendilerini geliştirmeleri için önemli fırsatlar sunuyoruz” ifadelerini kullandı.
Bakan Göktaş, kadına yönelik şiddete dair şunları kaydetti:
“Vakalara müdahale gücümüzü artırmak adına İçişleri Bakanlığımızla iş birliğinde ALO 183 hattını 112 Acil Çağrı Merkezine entegre ediyoruz. Böylece kolluk kuvvetlerimiz ve sağlık kuruluşlarımız ile eşgüdümümüzü güçlendirerek, vakalara daha etkin ve hızlı müdahale edeceğiz. Bu yıl İstanbul ve İzmir’de açtığımız ŞÖNİM’lerimizle merkez sayımız 84’e ulaştı. Şu an 6 ilimizde daha yeni ŞÖNİM açmak için çalışmalarımıza hız kesmeden devam ediyoruz. Diğer yandan, 418 Sosyal Hizmet Merkezimizdeki ve 309 SHM irtibat birimimizdeki Şiddetle Mücadele İrtibat Noktalarımızda aynı kararlılıkla hizmet vermeye devam ediyoruz. Ülke genelinde 149 kadın konukevinde kadınlara korunaklı bir yaşam alanı sunuyor, psikososyal desteklerle sorunlarına çözüm üretiyoruz. Kadınların ve çocukların özel ihtiyaçlarına ve risk durumlarına uygun çözümler sunmak için 15 ilimizde 17 kadın konukevini ihtisaslaştırdık. Yıl sonuna kadar Kayseri ve İstanbul’da iki kadın konukevini daha ihtisaslaştırılmış kuruluşlarımız arasına dâhil edeceğiz.”
İstanbul Sözleşmesi’nin kaldırılmasıyla ilgili olarak Göktaş, “Ülke olarak kadına yönelik şiddetle mücadelemiz tek bir sözleşme ile başlamadığı gibi, ona bağlı olarak da kesintiye uğraması asla söz konusu değildir. Sözleşmeden çıkmanın şiddeti arttırdığını iddia etmek art niyetli bir yorumdur. Bu iddia herhangi bir bilimsel veriye de dayanmamaktadır. 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun ile bu konuda dünyada eşi benzeri az bulunan hukuki bir düzenlemeye sahip olduğumuzu vurgulamak isterim. Bu güçlü Kanunumuzun etkin bir şekilde uygulanmasının en yakın takipçisi yine biziz. Bunun yanı sıra 2020’den sonra kadına şiddet uygulayanlara yönelik cezaları ağırlaştıran, kapsamını genişleten düzenlemeleri biz yaptık. Ve hâlihazırda tüm kurumlarımızla işbirliği ve eşgüdüm içinde proaktif bir yaklaşım ve kararlılıkla mücadelemizi sürdürüyoruz. Gelin kadına yönelik şiddetle mücadeleyi, bizleri kısır döngüye hapseden bu tartışmalardan çıkaralım. Bu mücadelemizde yanımızda olun. Bu çocuklar hepimizin evladı, bu kadınlar hepimizin kardeşi. İnanıyoruz ki, kadına yönelik şiddetle mücadelede en etkili yöntem, güçlü bir toplumsal farkındalık oluşturmaktır. Bu bağlamda kültür, sanat ve medyanın dönüştürücü gücünden yararlanmayı önemsiyoruz. Kadınların değersizleştirildiği, metalaştırıldığı ya da şiddetin sıradanlaştırıldığı içeriklerin toplum üzerinde derin ve olumsuz etkiler bıraktığını biliyoruz. Bakanlık olarak kadına yönelik şiddetle mücadelede medya içeriklerinin hassasiyetle ele alınması gerektiğine inanıyoruz. Bu sebeple yapımcılar ve medya temsilcileriyle bir araya geldik, hassasiyetlerimizi dile getirdik. RTÜK iş birliğiyle ‘Medyada Kadına Yönelik Şiddetle Mücadeleye İlişkin Etik İlkeler Rehberi’ni hazırladık” ifadelerini kullandı.
KAYNAK: DHA
SPOR
26 dakika önceSPOR
26 dakika öncePOLİTİKA
56 dakika önceDÜNYA
1 saat önceDÜNYA
1 saat önceDÜNYA
1 saat önceDÜNYA
1 saat önce