İyi Parti lideri Akşener’in yerel seçimde Ankara ve İstanbul da dahil 81 şehirde aday çıkacaklarını açıklaması en çok İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nu etkiliyor.
İmamoğlu, İstanbul’u 13 bin oy farkla kazanmıştı. Tekrarlanan seçimde farkı 806.456’ya çıkardı. Buna karşılık İyi Parti, 14 Mayıs’taki genel seçimde 840.891 oy elde etti.
Bu tabloya göre İyi Parti’nin aday çıkarması halinde muhalefet İBB’yi kaybedebilir.
Yeniden aday olduğunu açıklayan İmamoğlu, Akşener’in açıklaması karşısında günlerdir suskundu. Herkes ne düşündüğü merak ediyordu.
Önceki gün İmamoğlu’nu aradım.
İBB Başkanı ittifaktan yana olduğunu kaydederek, şöyle dedi: “İttifak olmamalıdır’ diye bir fikre asla katılmıyorum. Her zaman ittifak şart. Kaldı ki en büyük ittifakın tabandaki toplumsal ittifak olduğunu unutmayalım.”
Bu arada Kılıçdaroğlu’nun İstanbul’da gerçekleştirdiği son üç etkinlikte gözler İmamoğlu’nu aradı.
Acaba davet edilmedi mi?
CHP’li yetkililer Kılıçdaroğlu’nun ziyaretlerinin il başkanlıkları tarafından organize edildiğini ifade ediyor.
İl Başkanı Kaftancıoğlu’na sordum.
İmamoğlu da dahil bütün parti kurullarının haberdar edildiğini söyledi.
İmamoğlu ise “Bu soruyu cevaplayamayacağım. Çünkü muhatabı ben değilim” dedi.
CHP’nin İstanbul’u kazanması için İyi Parti ile ittifak kurması da yetmiyor. Hatta bundan önce, CHP’nin kendi içindeki dağınıklığı gidermesi, çatışmaları sonlandırması ve bütünlüğünü koruması gerekiyor.
Akşener’in “Ankara ve İstanbul da dahil aday göstereceğiz” açıklaması hakkında ne düşünüyorsunuz?
Sayın Akşener’in söylemlerini takip ettim. Ama içerik olarak nasıl somut hamleler olacak ya da süreci bugünden tayin edecek mi, yoksa değerlendirecek mi, zaman içerisinde kararını başka süreçler etkileyebilir mi, bunlar konuşmaya muhtaç. Diyalog her zaman gereklidir. Biz bu anlamda İyi Parti kitlesi ve teşkilatıyla İstanbul’da gayet uyumlu bir süreç yürüttük.
Şu anda sadece sayın Akşener’in basına yansıyan konuşmalarını okudum. Biraz zamana bırakıp analiz edip değerlendirmelerini biraz daha algılayıp gerekiyorsa kendisiyle yüz yüze konuşup İstanbul stratejisini daha net anlamak isterim. Diyalog her zaman iyidir. Onun için somut bir cevap verilecek bir husus olduğunu düşünmüyorum.
İttifak kurulmazsa İstanbul için nasıl bir tesir yaratır?
Türkiye’nin siyaseti artık bir ittifak siyaseti. İttifakın biçimleri seçimlerin zeminine ve bölgesine göre değişebilir. Bu anlamda ülkedeki genel seçim atmosferi de ittifak gerektirdi. Görüyoruz ki yerel seçimde de ittifak süreçleri etkili olacak. Bazen ittifaklar etkili olacak, bazen ittifakları bozmak etkili olacak. Bazen ittifaklara yanlış yaptırmak da etkili olabiliyor.
Bu anlamda “İttifak olmamalıdır” diye bir fikre asla katılmıyorum. Her zaman ittifak şart. Kaldı ki en büyük ittifakın tabandaki toplumsal ittifak olduğunu unutmayalım. Bütün siyasi partiler için geçerli bu. Çünkü bazen yerel seçim-genel seçim duyguları farklı refleksler oluşturabiliyor. O manada ben elbetteki siyasi partilerin ittifaklarını önemsiyorum. Ama en az onun kadar, belki daha fazlası, toplumun kendi içinde oluşturacağı ittifakları da önemsiyorum.
Cumhur İttifakı da ortak adayla çıkacak.
Dediğim gibi siyaset, ittifak siyaseti Türkiye’de. Başka bir sistemle karşı karşıyayız. 2017 referandumuyla böyle bir dönem başladı. Türkiye daha farklı sistemi konuşabilir mi diye 2028’i, 2029’u hedef olarak önümüze koyarsak, en az yedi yıl daha bu sistemle geleceğe bakmak durumundayız. Cumhur’un ittifakı sağlam bir şekilde yerel seçimlerde yürütmesi karşılığında bizim de ittifakı önemsememiz şarttır. Karşı bir diyaloga şimdilik girilmemesi gerektiğini düşünüyorum.
Cumhur’da bazı adayların ismi dolaşımda. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, eski bakanlar Murat Kurum ve Adil Karaismailoğlu ile Esenler Belediye Başkanı Tevfik Göksu gibi. Siz ne düşünüyorsunuz?
İsmail Bey, ben İstanbul’daki rakibimi biliyorum. Onun için diğerleri beni ilgilendirmiyor.
Kılıçdaroğlu’nun İstanbul’daki son üç ziyaretinde sizi göremedik. Özel bir durum söz konusu mu?
Bu soruyu ben cevaplayamayacağım. Çünkü sorunun muhatabı ben değilim.
Davet mi edilmediniz?
O kadar söyleyeyim. Sorunun muhatabı ben değilim. Bilgi sahibi olmadığınız bir hususta cevap da veremezsiniz.
CHP’nin 100. kuruluş yıldönümü etkinliğinde yoktunuz.
Bugün (önceki gün) sabah Anıtkabir’deydik. Ona plan yapmıştık. Ancak gece uçabildim İstanbul’dan, programım gereği. Bugün (önceki gün) Anıtkabir’de törenlere katıldım.
CHP’nin İstanbul’daki ilçe kongreleri kıran kırana geçti. Genel Merkezciler de değişimciler de delege sayısı bakımından önde olduklarını söylüyor.
Şu bir gerçek:
Değişimcileri hezimete uğratacağını düşünen Genel Merkez’cilerin hesabı suya düştü.
Genel Merkezciler delegenin Kaftancıoğlu ve 10 Aralık’çılara olan öfkeden ötürü muhalif adaylarda birleştiğini düşünüyor.
Dolayısıyla değişimcilerle ortaklaşmaktan başka çareleri yok.
Bugün itibariyle CHP Genel Merkezi’nde, İmamoğlu’nun destekleyeceği ortak aday formülleri konuşuluyor.
Delege üzerinde ağırlığı olan CHP İstanbul Milletvekili Erdoğan Toprak ile Ataşehir Belediye Başkanı Battal İlgezdi, geçen çarşamba Kılıçdaroğlu ile görüştü.
Toprak, Bahçelievler İlçe Başkanı Özgür Çelik’in, İlgezdi ise İl Başkanı Cemal Canpolat’ın ismi üzerinde İmamoğlu ile uzlaşma sağlanabileceğini söyledi.
CHP lideri “Aranızda uzlaşın” diyerek, Genel Başkan Yardımcısı Zeynel Emre ve İlgezdi’nin Toprak’la görüşmesini istedi.
Bilinen o ki Çelik ile Canpolat, gerçekte İmamoğlu’na yakın isimler.
Hatta Canpolat, “İmamoğlu’nun evet demesi kaydıyla” teklife olumlu yanıt vereceğini söylüyor.
Çünkü Toprak ve İlgezdi’nin İmamoğlu’nun da destekleyeceği adayların ismini masaya sürerken, yerel seçimler ve Kılıçdaroğlu sonrası için hesap yaptıkları iddia ediliyor.
İl başkanlığına adı geçen üçüncü isim, eski İBB Başkanvekili Selçuk Sarıyar.
Her halükarda İstanbul’da çoklu adaylı rekabetin olacağı ifade ediliyor.
Geçen bu köşede Akşener’in eski danışmanı ve İyi Parti Bursa Milletvekili adayı İbrahim Alagöz’ün CHP’ye geçtiğini yazmıştım. Alagöz’ün Akşener’e giderek, “Kılıçdaroğlu, bana Nilüfer Belediyesi Başkan adaylığını önerdi” dediğini aktarmıştım. Alagöz, kendisiyle gerçekleştirdiğim görüşmede, Kılıçdaroğlu tarafından davet edildiğini savunurken, Nilüfer iddiasını reddetmemişti.
Bu yazım üzerine beni CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Bursa Milletvekili Lale Karabıyık aradı. Karabıyık, Alagöz’ü yalanlayarak, şunları söyledi:
“Alagöz, 20 – 25 gün önce genel başkanımızı arayıp üye olmak istediğini söylüyor. Randevu verilmeyince birisi devreye giriyor. Genel başkanımız ‘Meral hanımdan izin almış mı?’ diye soruyor. ‘İzin aldı’ diyorlar. Randevu veriliyor. Genel başkanımız görüşmede Alagöz’e ‘İzin aldınız mı?’ diyor. O da ‘Aldım, Akşener de mutlu oldu’ demiş. Bursa’da göçmenler hakkında çalışma yapabileceğini söylemiş.”
Karabıyık, Alagöz’e belediye başkanlığı teklifi götürülmediğini de kaydediyor.
CHP’den bir danışman İyi Parti’ye telefon açsaydı bu transfer krizi çıkmayacaktı.
Ayrıca… Perinaz Mahpeyker Yaman gibi Alagöz’ün de Kılıçdaroğlu’nun bir ‘arkadaşı’ tarafından tavsiye edildiği ortaya çıkıyor. CHP liderinin bu ‘arkadaşlarını’ gözden geçirmesinde büyük fayda var.
CHP liderliği için aday olmaya hazırlanan Grup Başkanı Özgür Özel, Tutum Belgesi’ni bu cuma günü Ankara’da bir otelde yapacağı basın toplantısıyla kamuoyuna açıklayacak.
Özel, kendisini destekleyen 50 civarında Parti Meclisi üyesi ve milletvekilleriyle birlikte basının karşısına çıkacak.
Özel ve ekibinin adaylık çalışmaları için Ankara’da bir ofis tuttuğu belirtiliyor.
GÜNCEL
1 saat önceGÜNCEL
1 saat önceKÜLTÜR SANAT
2 saat önceGÜNCEL
3 saat önceGÜNCEL
3 saat önceGÜNCEL
3 saat önceGÜNCEL
3 saat önceVeri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.